Sosyal medyada #ABDyeReklamVerme etiketiyle başlatılan ve ABD menşeli dijital platformlar ve arama ağları Facebook, Twitter, Instagram, YouTube ve Google’a reklam verilmemesi çağrısını içeren kampanyada paylaşılan görselde şüphe uyandıran bir meblağ dikkatimi çekti. Bu mecraların 2017’de Türkiye’den 1,05 Milyar Dolar reklam geliri elde ettiği iddiasını araştırdım.
Son yıllarda internet ve sosyal medyanın sağladığı kolaylıkla yanlış bilgi, sahte haber ve dezenformasyon korkutucu derecede hızlı yayılıyor. Şüpheli içerikleri doğrulayan kurum ve insan sayısı aynı hızla artmasa da birçok ülkede varlıklarını biliyoruz. Peki dijital ortamlardaki şüpheli içerikleri doğrulayan kişi ve kurumları kim doğrulayacak?
Geçtiğimiz günlerde Youtube, haber aramalarında ve son dakika gelişmelerinde kullanıcıları videoyu izlemeden önce “güvenilir” kaynağı görebileceğini açıkladı. Youtube ayrıca daha iyi haber deneyimleri oluşturmak ve gazeteciliği desteklemek adına 25 milyon dolarlık yatırım yapacak.
Sosyal ağlarda ve mesajlaşma platformlarında haber veya bilgi doğrulama neden önemli? Son yaşanan örnekten yola çıkalım: Mayıstan bu yana, WhatsApp üzerinden yayılan yalan haberler Hindistan’da onlarca köylünün linç edilerek öldürülmesine neden oldu. Yalan haberlerin ve yanlış bilgilerin yayılmasını önlemek için WhatsApp, ufak da olsa bir adım attı. Peki bu adım ne kadar işe yarayacak?